! Blogu olmayanlar ! ANONİM kısmını işaretleyip yorumunuzu yazabilirsiniz.

31 Mart 2014 Pazartesi

hayırlı haftalar..

birkaç günlük aradan sonra yeni umutlarla, yeni bir ışıkla başladık hayatımıza..ülkemizin geleceği için hayırlar olsun inşallah...
yeni bir kitabım..daha önce Mesnevi Terapi' yi okumuştum..böyle kitaplar hem tasavvufi hem psikolojik hem sosyolojik anlamında faydalı oluyor..şimdi ise Hocamiz Nevzat Tarhan' ın Yunus Terapi kitabı..


iş yoğunluğu ve ülke gündeminin bunalımı arasında tasavvufa sığınıp şiirlerle dinlenmek çok iyi geldi..önümüzdeki hafta yabancı dil sınavım ve yaklaşık üç hafta sonra açık öğretim sınavlarım olacak..şiirlere devam..yorulmak olsa da dinlenmek için formüller ortada..

28 Mart 2014 Cuma

yeni bir çalışma...


erkenlik dönemindeki çocuklar..ruh halleri, bedenlerindeki değişimler, arkadaş çevresi, hayatı algılayış biçimleri..zor bir grup ama bir öğretmeni en çok geliştiren öğrenci profili olduğunu düşünüyorum..öğrenci ve ailesiyle ince bir ayarda buluşabilirse bu dönem çok verimli hale gelmekte...
eşim halen öğretmen olarak devam etmekte görevine.. öğrencilerinden birkaçının annesiyle bir mecliste yaptığımız sohbet esnasında bazı konulardan muzdarip olduklarını gördüm..aynı sorunlar, kararsız öğrenci, endişeli anneler ve çatışmalar..biraz giriş yaptık ve bir süre birlikte çalışmaya karar verdik..annelerle bir araya gelip istişareler yapmak üzere niyetlendik..bunun için çıkış noktamızı daha önce çok faydalandığım Hocamız Nevzat Tarhan' ın "Var Mı Beni Anlamak İsteyen" adlı kitaptan yaptık..


kitaplarımızı temin ettik..aldığım eğitimleri-tecrübelerimi aktarabileceğim ve kendilerinden çok şey öğreneceğim bu grup etkinliğimiz, hem hayatımızda yaşadığımız sorunlarda yalnız olmadığımız konusunda bir ferahlık hem de kitaplar etrafında verimli dakikalar yaşamamıza vesile olan kaçamak olacak inşallah..
çocuklarımız için biraz daha çaba gösteren değerli annelerimizi selamlıyorum...

27 Mart 2014 Perşembe

.....

hayırlı sabahlar dostlar..

write me often blogesi sahibi..dolmakalem koleksiyoneri ( kendini tam olarak koleksiyoner olarak ifade etmiyor), itibar dergisinde yazar, hukukçu ve  anlatamayacağım daha ne maharetli bir arkadaşımız..blogunu hem İngilizce hem Türkçe yazması benim için en büyük avantaj..ruhum dinleniyor onunla...cümleleri sakin bir ruhun eseri..el yazısı kalbinin düzgünlüğünü ve aklındaki düşüncelerin net oluşunu göstermekte..farklı kulvarlarda farklı başarıları var..hayatının hiçbir anının boş geçmediğine inandığım ve dopdolu bir örnek bir insan..dolma kalem kullanmak zahmetli bir iş..bu zahmetli işin neticesi muhteşem..benim insanlarda aradığım en büyük gizem,  güzel sonları olan zahmetli işlere girebilmeleri..bunları yapabilenler ne yazık ki az..bulunanlar da o denli değerli.. 365 günlük' e ilave olarak blogunu ziyaret etmenizi tavsiye ederim...



kalemli günler... :)

26 Mart 2014 Çarşamba

sadece mum mu?

özünü Yaradan' dan almış..
uzun merhaleler sonunda yanı başımızda beliriveren..
içinde nice gizemler ve kokular saklı bir sandık..
yanmaya başladıkça yok olan, aslında var olan..
yanmaya başladıkça eriyen..
yine özüne dönmeye başlayan..
şeklini şemalini kaybetse de yaydığı ışıkla çevresindeki isteyen-istemeyen herkesi aydınlatmaya çabalayan..
bir mum olarak bile çabalayan..
ve kokusunda acıları da semalara gönderen..
yandıkça ölen ve öldükçe olan...
yandıkça daha bir teslimeyete sahip olan..
sonrasını düşünmeden sadece yanmanın hazzını yaşayan..
gözyaşlarını kucağında biriktiren erirken...
mumdan derin inlemeler gelir yanmaya başladığında..
neden geceyle ve sessizlikle özdeş..
başka nasıl duyacağız o nağmeleri..
o sema' ları nasıl izleyeceğiz..
kendimizden nasıl geçeceğiz..
yaa alevin an an dalgalanması..
huşu mu...
hoşnutluk mu..
sarhoşluk mu...
ve sonra bitkin bir halde yığılıp kalan..
nihayetine ulaşmış, yanmış ve niceden sonra mütebessüm..
kısacık masivada vazifesini yapmış ve Yaradan' ına dönmüş olmanın memnuniyeti...
....
mum üzerine sayfalar yazılır...bana çağrıştırdıklarının zerresiydi bu cümleler..sizce nelere yelken açar mumlar...


25 Mart 2014 Salı

leyla ipekçi...



* Zira aşık iseniz hep varsınız..dirisiniz..canlı söz' sünüz..evvelde de, sonrada da..Aşkın nefesi hiç kesilmez...
* Dindarlığımızın ölçüsü Rabbimizle kalbimiz arasında bir sır olan takvaya bakar oysa....
*Birbirimizi yakından tanımanız, somut çıkarları da kollamanız gerekmez..Siz uzaktan yakın olmuşsunuzdur çoktan, kalpten kalbe teklifsizce geçmeyi vaat etmektesiniz..Gayeniz tevhiddir..Aşk ile dönersiniz kainatın ritmine dahil olan küreden zerreye her varlığın tavafını yapmanın sorumluluğuyla, hepsinin şükrünü eda edersiniz Kabe' de.. o Kabe ki; kamil insanın kalbi değil midir aynı zamanda...
*Sır, söze dökülmeden paylaşılıyordu ahenk içinde..
*Vahyin bozulmazlığının ve değişmemezliğinin güvencesi Efendimiz' in "kendiliğinden söylememesi" değil midir?
*Mısri' yi hakkıyla yağmalayabilmek için daha ne kabuk soymam gerektiğini anlamıştım..

tasavvufa daldım dün akşam yine..ruhum okşandı..
ve bir kardeşimle uzun uzadıya konuştuk...epey istişare yaptık..hiç bir kelimesi boş değildi..ve sonra sessizce köşelerimize çekildik..
mum ışığında yürekteki korun çıtırtısını dinlemeye koyuldu...sadece yüreğin seslerini dinlemek ne zordu oysa...

........

24 Mart 2014 Pazartesi

yine bir pazartesi "yeni" bir pazartesi...

her güne farklı etkinlikler sığdırıp farklı deneyimlerle renklendirdiğim bir kaç gündü...yoğunluk arttıkça Rabbim hızımı da artırıyor elhamd..
 her iki şehirde iki ev kullanmak..hafta içi başka bir şehirde hafta sonu başka bir şehirde yaşamak her ne kadar yorucu olsa da aslında büyük nimet..yoruluyorum..ama " tebdil-i mekanda ferahlık vardır" ...yaşıyorum o ferahlığı..adeta özgür kuşlar gibi o daldan bu dala konabiliyorum..kanat çırparken yorulsam da uçarken yüzüme nakşolunan o ferahlık..işte o  her şeye değer..
 geçen hafta perşembe akşamı işlerimi toparlamıştım..ve telefonun çalmasıyla biraz daha neşelendim..dostlarım kahve içmeye "şelale" ye çağırdılar..şiir kitabımı da kapıp soluğu yanlarında aldım..ebru kursundan yeni çıkmışlardı..yaptıkları eserlere baktık..derinleşen konuşmalarımız da kitaplar yine başkahramandı..T. Hanım 'ın sesinden okumalar dinledik..eve üç ebru eseriyle döndüm ve elimde onları gören küçük oğlum duvarda asılı panoyu gösterince...hem duygulandım hem mutlu oldum...ebruların değerini ne zaman öğrenmiş..galiba muhtelif zamanlarda yanında yaptığımız konuşmalar tesir etmiş...

cuma günü..yoğunluk..yolculuk ve akşam naklen yayınını izlediğim Serdar Tuncer dinletisi.
kız kardeşimin uzattığını aldığımda mutluluğum en çocuksu halindeydi....artık eskisi gibi görüşemiyoruz..o ayrı yoğun ve ben apayrı yoğunum..ama kız kardeş bambaşka..mesafeler uzak zamanlar ayrı olsa da...en yakın olan yine o...İlahiyat Doktoru kardeşimi bir kere daha kucaklıyorum...






hoş bir kitap..yılardır birbirimize verdiğimiz hediye hep kitap oldu..ama hiç sıkılmadık..bu defa kitaptan ötede bir çiçek bahçesiydi..menekşe kokan bir kitaptı..kokulu kitap..yorgunluk alan..sakinleştiren..mutlu eden..muhtelif hikayelerden oluşan bu kitabı hafta sonu ateşlenen biri ayağımda, diğeri dizimde yatan iki evladıma sesli olarak okudum..büyüğü hikayeleri anlamaya çalıştığı ve küçüğü de benim de sesimden etkilendiği için biraz olsun hastalıklarını unuttular..hem hastalıklarını kolay atlatabilmeleri için bir yol keşfetmiş oldum hem de kitabımı bitirmiş oldum onlarla ilgilenerek..kitap hala çantamda..çantamda taşıyorum kız kardeşimi bu eşsiz kokuyla ve sanırım bir süre daha taşıyacağım...

onlar uykudayken bir saniyeyi bile fırsat bilip kitaplarımı bitirdim..yahya kemal..ve tabi ki şiir ile tasavvuf dolu anlar hatırama saklandı..


pazar günü..geri dönüş hazırlığı..yolda babamla sohbet..ne kadar büyüsek de babaların gözünde ufacık bir kız gibi hissetmek nasıl derin duygu..bu anlamda hiç büyümemek üzere...
akşamında uzun süredir görüşmediğim dostlarımla uzun uzadıya konuştum..hepsinden güzel haberler aldım..ve biraz tasavvufla haşrolup yakın zamanda evlenecek olan müdürümüz ve nişanlısı için birkaç kitap hazırladım..evlenen- evlenecek olan dostlarıma, yakınlarıma kitaplardan oluşan paket hazırlamaya çalışıyorum..bana da kitap hediye eden çok kişi olmuştu evlilik hazırlıkları döneminde...evlilik-aile hayatı- çocuklar üzerine kitaplar seçiyorum..inşallah faydasını görürler...ufak bir de mektup kondurdum içine...


sırada polis memuresi kardeşim S.Hanım için bir paket hazırlamak var..sonra...çok düğün var önümüzde sırayla... :)
son olarak babam gibi sevdiğim...iki veda..iki amirim..davranışlarından, sözlerinden çok şey öğrendiğim, beni her defasında dinleyip olgunlaşmama faydaları olan..iki üstadım..başka mekanlara, başka memurlara amir olmaya gittiler..bense geride kaldım, arkalarından bakakaldım..babam uzakta diye belki babam bildim onları..görünmeyen bir sığınaktılar burada benim için..fazla söz kalmıyor söylenecek..hüzün duydukça bir daha olgunluk bahşediyor Rabbim..ve ben yeni yeni farkediyorum ki bana faydası olan kişiler uzaktalar, uzak oluyorlar zahiren..ama gönül bağı kuvvetlenip yıkılmaz bir hal alıyor..şimdi her duygumu en çok paylaşan kişiler uzaktalar..duaları beni öyle bir sarıyor ki...ve sonra teselli buluyorum..sayamıyorum..rehberimi her açtığımda çokluğunu gördüğüm kişiler...hiçbir yerde terkedilen değilim ki..geride kalan değilim ki..hüznüm arttıkça ben ben oluyorum..piştikçe..yandıkça ben ben oluyorum..mutluluk olmasa da olur..eğer hüzün bittiyse, ben de bittim demektir..
Ve şükrederek bitiriyorum: "Benden uzak eylediklerini baki dost kıldığın için Rabbim, sonsuz şükürler..."

20 Mart 2014 Perşembe

hüzün olsun..

yağmurlar çok şey anlattı evden işe gelirken şemsiyeme çarpa çarpa...belli dün gecenin manevi yorgunluğunu onlar şimdi atıyor dün akşam benim yaptığım gibi...nereden başlayıp nasıl dillendireceğimi bilemiyorum..
18. Mart Çanakkale Şehitlerini Anma kapsamında Kültür Merkezinde düzenlenen konferansa gittik Z. Hanım' la..Muhterem hocamız, aile dostumuz, bize her geldiğinde kitaplar getirerek yüzümüzde ayrı bir tebessüme vesile olabilen, eşi kendisi gibi kıymetli ilimler peşinde koşmaya gayret eden, ve geçtiğimiz yaz oğlunun düğün davetiyesi olarak kitap hazırlayan Tarihçi-Yazar Mustafa Turan Bey...her konferansıyla yürekleri titreten ve farkındalık meydana getirmek için canını dişine takan çok değerli şahsiyet..konferans sonuna kadar dimağlarımızı zinde tutabilen..hazırladığı muhteşem sunumu ile hiç bıkmadan nice konferans arasında dün akşamki de bambaşkaydı...gözyaşı seli içindeydik..Şehitlerimizi bize anlattı ve herkes duygudan duyguya büründü...bildiklerimizi tekrar etmek ve bilmediklerimizi öğrenmek nasip oldu..Rabbim güç kuvvet versin..önümüzde senelerdir böyle örnekler varken..her toplanışlarımızda anne ve babalarımızdan çoğunlukla ilmi sohbetler duyuyorken, kitaplardan ve bu yoldan uzak kalabilmek ne mümkün...onlar kadar olamayız ama en azından onlara yetişmeye çalışalım..bir kaç kare dün akşamdan...









......

19 Mart 2014 Çarşamba

selamlar....

dün akşam..iş çıkışı biraz dinlenip kendimi mutfağa verdim..yemekler ve bu ara öğrenmeye çalıştığım mayalı poğaçalar..benim için, yapmak ve ikram etmek, yemekten daha güzel..bir kısmını hafta sonu için buzluğa attım..diğer kısmını da sabah iş yerine getirdim ve iş arkadaşlarıyla paylaştım..dışarıda ne kadar yoğun çalışırsak çalışalım kadın mutfakta; eşi ve çocuklarıyla ilgilenirken gerçekten daha mutlu oluyor..fıtrat gereği hepimiz böyleyiz..
.... daha sonra tabi ki gece yarenlerimi yanıma alıp koyuldum çalışmalara..itibar dergisi ile hemhal oldum..bu ay Kemal Sayar' ın yazısı vardı..harika bir söz nağmesi..ve bir cümle.. "Dumanlı odalarda, kitabevlerinde, çayhanelerde hala birbirine şiir okuyan insanlar kaldıysa, onları istisna tutarım.." ve daha geçen hafta şelale de Z. Hanım la yaptığımız şiir gecesi geldi aklıma..onu aradım ve konuştuk..şiir üzerine..bize yazılmış bu cümle deyiverdik..
... gecenin bir anında yıllar boyu mektuplaştığımız, yeşil gözleri aklıma  kazınmış, ve telefonumda hala Cankardeşim diye kayıtlı H. Hanımla görüştük..nasıl özlemişim..ve yeğenim kocaman olmuş..yıllar geçse de zamanında yaşanılan o derin paylaşımlar unutulmuyor ve hep en güzel haliyle hatırlanıyor..muhterem ilahiyat doktoru, sinemde yeri apayrı olan cankrdeşim selam ediyorum...
huzurlu ve hayırlı işler diliyorum..

18 Mart 2014 Salı

sıkıldınız belki yazdıklarımdan-görsellerden..

bugün salı..yarın toplantım var her hafta olduğu gibi..gayret bizden sonuç Allah' tan..öğleden sonra yoğun olacağım..

akşamları hem ev işleri konusunda hem de çalışmaların konusunda hızımı ilerletmeye gayret ediyorum..zaman az yapılacak iş çok..sosyal hizmetler okurken aslında amacım belge almak değil..derinlemesine öğrenmek işleyiş, mevzuat, sosyal sorunlar, olması gerekenler, olanlar, pratik ve teorikteki farklılıklar..yani irdeleyerek bakış açımı genişletmek amacım..ve uygulamalı olarak hergün gittiğim onlarca ev ziyareti ve araştırmalar sonucunda yazdığım inceleme raporları..beni düşündürüyor..düşündürmek zorunda..ve öğretmenlikte de aynı duyguyu hissediyordum bu vazifemde de..sosyal ilişkiler insanı olgunlaştırıyor..terazide dengede durmaya benziyor..deneye deneye dengeye ulaşmaya çalışmak güzel..



ve Rabbim ne güzel ilim yolu koymuş önüme yürümem için..şuan çalışma hayatımda gerekli tüm altyapı için zamanında tüm imkanları nasip etmiş.. İngilizce ve Arapçayı öyle muhterem öyle donanımlı hocalardan öğrendim ki..aradan geçen yıllar boyunca kimya okumam, farklı ilimlere daha fazla zaman ayırmam nedeniyle dillerimden uzak kalsam da geri döndüğümde beni hoş karşıladılar..kırk yıllık dost gibi..akşamları grameri ve kelime tekrarları yapıyorum Arapça da..çok mutlu oluyorum..ve çalıştığım akşamların sabahlarında gittiğim mülteci evlerinde bir öncekine göre daha güzel cümle kurabilmek..şükrediyorum Rabbim' e..dil öğrenmek beyni çok hızlı çalıştırıyor..ve hafızayı güçlendiriyor..

ve muhteşem bir kitap...huzur defteri..


benden duyacağınız konuşmalar ya kitap üzerine olur ya kahve..baştan söylemiştim dostlar..sıkılmayın...
ŞEHİTLERİMİZİ ANIYORUZ..DUALARLA SALAVATLARLA HATİMLERLE..ONLARI HATIRLIYORUZ..

16 Mart 2014 Pazar

huzur dolu bir pazar sabahı...

erken kalkılmış..güzel bir kahvaltı sonrası işler bitmiş ve günün bereketinin içimi ısıttığı bir pazar sabahı..dost ile sohbet edilmiş yine..her konudan konuşulmuş..ve hasret biraz daha artmış..

bu ara şiirlerle dinleniyorum ve demleniyorum..sözcüklerine meftun olmuş bir sine ile başladığım her kitap elimdeyken bitiveriyor..ve bakınıyorum bir tane daha var mı diye..dost da şiir yazıyor..şiir yolluyor ve şiir okuyor..
itibar dergisinin genel yayın yönetmeni..dili akıcı..ve düşündükçe düşündürüyor..






ne muhteşem değil mi...birkaç sayfa kalmıştı size göstermek istediğim..beş vakit insan dan...


rabbim öyle inciler, öyle nağmeler sunuyor ki önüme..şükrediyorum..layıkıyla amel etmek nasip olsun inşallah..

ve cuma günü " cuman mübarek olsun..inşallah güzel bir haber alırsın bugün" diye dua ettikten sonra...Z. Hanım' ın hediye ettiği bir paket ve kupalar..



ve güzel haber olarak...bir zarf geldi daireye..ne olduğunu kestiremedik..
anadolu üniversitesi yollamış..onur belgesi..yoğun ve yıpratıcı bir hafta içinde yaşadığım sıkıntılar karşısında Rabbim ' in nidasını duydum.."Kulum ben haklıyı haksızı görmekteyim..benden iste herşeyi..dünyalık ya da ahiret için..ben vermez miyim..dua et..secdeye kapan bana içini dök..sana verdiğim nimetlerin tarafına yönel"..dostlarım iyi ki varsınız..sıcacıksınız..bazen beni benden çok düşünensiniz..verdiğiniz destekler için teşekkürler..
ve akşamları yorgunluğumu paylaşıp çay- kahve kokusunda beni dinleyen....var ol...


yeni kitaplarıma başlıyorum..ruhum huzur dolu..yüreğim kanatlanıp uçacak gibi...size de huzurlu pazarlar diliyorum...

14 Mart 2014 Cuma

ya sabır...

görünce dayanamadım aldım bu kupayı..üzerinde "ya sabır" yazıyor ve kırmızı bir lale var..içime huzur veriyor..


ve şiirlerden.....







13 Mart 2014 Perşembe

.......

noktalar.. ne garip di mi bir tane nokta koydun mu "her şey bitti, sona gelinde" demekken; birkaç tanesi yan yana oldu mu "sonu yok, devamı var" anlamlarına bürünüyor..dikkat etmişseniz ben çoğunlukla bir nokta koymam...okul yıllarımdan beri çoğunlukla birkaç nokta kullandım..yani anlattıklarım, anlatacaklarım, düşünecekleri, yazacaklarım, okuyacaklarım, dinleyeceklerim bitmedi..devamı var.. kelimelerin kifayetsiz kaldığını, gerisi duygularla hislerle anlatıyorum demek...belki de beni en çok etkileyen yıllar önce bir biyografi de okuduğum şu cümle oldu...
"eskiden sevgililer mektuplarının sonuna üç nokta koyarmış... sevgilerini sözcüklerle anlatabilmeleri mümkün mü..." kimsenin okuyamadığı ve sadece sevgililere ram olmuş kalp dili ile konuşmak..
günün her anında gözlerime bakıp  her duygumu benimle paylaşan, tek nefesi iki bedende yaşadığımız değerli eşime de teşekkür ediyorum... (...)
çalışmaya devam dostlar...okumaya, yazmaya, çalışmaya devam..vesselam...

aşkın elif hali..

ahhh şiir senden geçemiyorum, senden vazgeçemiyorum..nasıl bir ruhun, nasıl bir özün var..evvelsi akşam sadece göz attığım Murat Çelik' in Aşkın Elif Hali dün akşam bitti.. Z. Hanım ile şiir gecesi yaptık..saray kahvesi içmeye çıktık Şelale' ye..yüreği yüreğimle bir yaratılmış, adaşımla vakit geçirmek gerçekten iyi geliyor..bazen roman, bazen dergiler konumuz olurken dün akşam şiiri başımızın tacı ettik..ben okudum o dinledi...eve gelince de sessizlikte büyük bir girdaba dönüştü aşk...ve kitap bırakmadı beni..sonra sözcükleri kesildi ve derinliği başladı yankılanmaya..yüreğine sağlık şairim..bu akşam sıra İbrahim Tenekeci' de...tavsiye edilir..



ve 365 Günlük..nasıl bir insan olduğunu anlatamam ben..her anımı anlayıp ona göre...bana göre...beni düşünen..beni sahiplenen..beni benden ötelere götüren..onun yazdığına ne demeli..şiir yazdı hem de bana..benim için..ve biraz daha gayret edersem galiba onu kitap yazması için ikna edeceğim....


huzurlu günler...